İçindekiler
Vefalı Olmak konulu makalemize hoşgeldiniz.
Peygamber efendimiz Sallallah hu Aleyhi vessellem in yaşam biçimi yaptıkları yani onun Sünnetleri yaşamaya bu kadar dikkat eden , sünneti sadece ibadetler (işrak,duha, teheccud vs kılmak, kerahat beklemek vs…) zanneden nice insan ,peygamberimizin Sallallah hu Aleyhi vessellem en buyuk sunnetının guzel ahlak oldugunu unutuyor..mesela tebessüm etmek teheccudden daha faziletlidir.. Çunku teheccud kendimize ama tebessüm topluma faydalıdır.
Aynı sekılde vefalı olmak, iyilik yapana nankör olmamak da enn önemli sunnetlerdendır..
Hazret-i Aişe validemiz buyuruyor ki: “Efendimiz kurban kestikleri zaman Hatice’nin arkadaşlarını unutmaz tek tek et gönderirlerdi. Onlara çok iltifat ederlerdi… Bir gün dayanamadım. ‘Ya Resulullah’ dedim, ‘O yaşlı bir hanım idi, Allahü teâlâ size daha genç ve güzelini nasip etmedi mi?’ dedim. Efendimiz ‘hayır, bana ondan daha hayırlısını nasip etmedi. Herkes beni yalanlarken o bana iman etti. Herkes bana düşman iken o bana dost idi. İnsanlar mallarından beni mahrum ederken o servetini önüme serdi’ buyurdular.
Abdurrahman bin Avf hazretleri rivayet eder:
Resulullah, bir gün Medine-i münevverenin mescidinde, minbere çıktı. Allahü teâlâya hamd ve sena ettikten sonra,
(Ebu Bekri Sıddık nerede?) buyurdu. Ebu Bekir, olduğu yerden ok gibi fırlayıp süratle kalktı. Serveri âlem, (Yanıma yaklaş ya Eba Bekr!) buyurdu. O da yaklaştı. (Minber üzerine gel) buyurdu. Minber üzerine, Resulullahın huzuruna vardı. Onu yanına aldı. Onun yüzünü kendi mübarek göğsüne tuttu. Bir müddet yüzünü, mübarek göğsüne sürdü. İki gözünün arasından öptü. Öyle ağladı ki, mübarek gözlerinin yaşı, mübarek yüzünden kendi üzerine ve Ebu Bekir’in üzerine akıyordu. Sonra buyurdu ki:
(Ey Müslümanlar! Bu gördüğünüz Ebu Bekri Sıddıktır. Muhacir ve Ensarın seyyidi ve büyüğüdür. Allahü teâlânın emri ile ben onu kendime, dünyada baba mertebesinde tuttum. Ahirette sonsuz olarak dost edindim. Bu benim sırdaşım ve sohbet arkadaşımdır. Herkes beni yalanlarken, o beni tasdik etti. Bütün herkes beni sürgün ederken, bu beni bağrına bastı. Herkes benden kaçıp, nefret ederken, bu benimle ülfet ve ünsiyet etti. Herkes beni öldürmek isterken, malını, canını, bedenini bana feda etti. Kızını bana nikah etti. Bilal’i kendi malından benim için azat etti. Allah’a ve bana düşman olmak isteyen Ebu Bekire düşman olsun! buyurdu.
Hicret ederken Sevr dagından Mekke’ye dogru bakarak, Ey Mekke şehirler içinde bana senden daha sevgilisi yok diyerek vedalasmıs , fetihle o Mekkesine kavuşmuş, ensar Rasullullah buradan ayrılmaz artık dıye huzunlenınce, onları Medine’ye dönüşü ile müjdelemişti..En zor zamanlarında ensarın yaptıgı iyilikleri kıyamete kadar ödemek için Medine’de vefat etmiş, oraya defnedilmiş , böylelikle kıyamete kadar ümmetin medine’yi ziyaret etmesine , oradan alışveriş yapmasına ,yaşamasına vesile olmuştu.
Bu örneklerden anladığımız gibi Peygamberimiz ilk vazifeye başladığında tek başına ve hiç birseyi yokken; yanında olan,kendisine destek olan Hz.Hatice’yi, Hz.Ebubekir, Ensarı , muslumanlar çoğaldığında, topraklar genislediginde , devlet buyudugunde bile asla unutmamış, iyiliklerini hep hayırla yad etmiş ve vefasini odemistir..
Ama bugun VEFA’ nin sadece adi kalmış, kendi kaybolmuş, insanlar birbirine ” köprüyü gecene kadar ayıya dayı ” muamalesi yapacak menfaat düşkünü olmuştur.
Unutmamalidir ki , Allah elbette iyilik yapanin hakkını, nankörun cezasını da vermektedir..Başımıza gelen belaların sebebinin çoğu once Rabbimize sonra da kullarina nankorlugumuzdendir.
islami sohbet, dini sohbet ve güncel sohbetler için sizleri kolay ve ücretsiz bir şekilde islami sohbet ile giriş yapabileceğiz sitemize bekleriz.